The Book of Henry

 Mevsimlerden kış, memleketlerden Afyon'daydık. Dışarıda lapa lapa kar yağarken izlemiştik Book of Henry filmini eşimle. Çok da sevmiştik. Konu itibariyle yıpratıcı olsa da kesinlikle dikkat çekici bir özelliği var. Algınız dağılmıyor.



Madem girizgahı yaptık. Gelelim konuya. Küçük bir kasabada yaşayan Henry 11 yaşında dahi bir çocuk. Annesi Susan'la beraber yaşıyor. Henry'nin dahiliği öyle böyle değil yalnız. Annesinin yastık altı biriktiği parayı sıkı takip ettiği borsada akıllıca yatırımlar yaparak ikiye üçe katlıyor. Annesi de her şeyi ona danışıyor. Ona danışmadan hiçbir şey yapmıyor desem yeri. Birbirlerine inanılmaz bağlılar. Gelin görün ki bu saadet tablosu uzun sürmüyor. Henry'nin uzun zamandır var olan hastalığı ortaya çıkıyor ve kısa sürede hayata veda ediyor. Ama filmin aksiyonu burada başlıyor. 

Susan yasını tutarken Henry'nin not defterini okumaya başlıyor. Bu notların Christina'yla ilgili olduğunu anlıyor annesi. Yan komşuları olan kendi yaşındaki Christina'nın polis olan üvey babası Glenn tarafından istismara uğradığını vakti zamanında okul müdürüne de annesine de söylemiş olsa da, somut bir gerekçe olmadan okul veliden şikayetçi olamıyor. Hatta konusu dahi açılamıyor. 

Fakat Henry arkadaşını bu durumdan kurtarmak için kararlı gözüküyor. Henry hayata veda ediyor. Ama itinayla yaptığı, neredeyse kusursuz denecek Christina'yı kurtarma operasyonunu annesine sayfalarca yazdığı planla tüm ayrıntılarıyla anlatıyor. Susan da Glenn'i öldürmek için tasarlanan kusursuz cinayet planını uygulamaya başlıyor. 

Dediğim gibi biz sevdik, umarım siz de seversiniz. iyi seyirler Mektupçu Anne.. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Her Yerde Kan Var